17 Temmuz 2020

11.03.2020 tarihinden bu yana ülkemizde Devlet Okulu ve Özel Okulların tamamında bulaşıcı hastalık (mücbir sebep) sebebiyle örgün eğitim verilememektedir. Bu da taraflar arasında imzalanmış Özel Okul Sözleşmesi ile üstlenilen örgün eğitimin gereği gibi yerine getirilememesine neden olmaktadır. Tam iki tarafa borç yükleyen bu sözleşmelerde salgın hastalık halinin özel okulların eğitim yükümlülüğü, velilerin eğitim ve diğer giderleri ödeme yükümlülüğüne etkilerini içerir hukuki değerlendirmemiz aşağıdaki gibidir;

Salgın Hastalık Durumunun Sözleşmeye Etkisi

Mücbir sebep olarak değerlendirilen salgın hastalık durumunun sözleşmeden doğan borca etkisi özel okullarla yapılan sözleşme şartlarına göre ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Mücbir sebep halinin ortaya çıkmış olması her durumda sözleşmeyi sonlandıran veya sözleşmeyi olumsuz olarak etkileyen bir durum meydana getirmeyebilir. Bu çerçeveden salgın hastalık mücbir sebep halinin tüketici sözleşmesi olan özel okul sözleşmelerine etkisi öncelikle 6098 sayılı Borçlar Kanunun da düzenlenen Geçici İfa İmkansızlığı- Sürekli İmkansızlık- Kısmi İfa İmkansızlığı baz alınarak değerlendirilecektir.

İfa İmkansızlığı ve Kısmi İfa İmkansızlığı Değerlendirilmesi

Okulların idari bir kararla kapatılmış olması ve fiziki/yüz yüze öğretime son verilmesi durumu özel okullar açısından 6098 sayılı Borçlar Kanunu 136.madde gereği kusursuz ifa imkansızlığına yol açmaktadır. Taraflarca öngörülemeyen ve sonradan ortaya çıkan bu imkansızlıkla sözleşme ilişkisi taraflarca sonlandırılabilir.

MADDE 136- “Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder.”

Burada imkansızlık halinin ortaya çıkması durumu değil sözleşmeye etkisi sözleşmenin sonlandırılmasında hukuki gerekçe sağlamaktadır. Yani özel okulların eğitim faaliyeti tamamen ortadan kalmamış, halen devam ediyor ise sözleşme imkansızlık nedeni ile sonlandırılamayacaktır. Şöyle ki;

Özel okullarda yüz yüze eğitimin MEB kararı ile sonlandırılmasının ardından okullarda online eğitim sistemine geçiş sağlanmıştır. Yapılan online eğitimlerle öğrencilere müfredatına uygun dersler ve içerikler, okul tarafından sağlanmaya devam edilmektedir. Bu halde özel okullar eğitim faaliyeti açısından sözleşme ile üstlendikleri eğitim yükümlülüğünü kısmi olarak da olsa yerine getirmeye devam ettiklerinden sözleşmede eğitim yükümlülüğü açısından ifa imkansızlığı söz konusu olmayacaktır. Bu halde 6098 sayılı Borçlar Kanunu 137.madde gereği kısmi ifa imkansızlığı meydana gelmiştir. Okulun üstlendiği ve imkansız hale gelen kısma denk gelen bedeller ise okul tarafından iade edilmelidir. (örneğin servis, yemek, giyim vb. ücretler.)

MADDE 137- “Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle kısmen imkânsızlaşırsa borçlu, borcunun sadece imkânsızlaşan kısmından kurtulur…Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, bir tarafın borcu kısmen imkânsızlaşır ve alacaklı kısmi ifaya razı olursa, karşı edim de o oranda ifa edilir.”

Unutulmamalıdır ki bütün özel okul sözleşmesinde bu sonuca varmak mümkün değildir. Bazı okul sözleşmelerinde, eğer uzaktan öğretimin beklenen faydayı sağlamayacağı ortada ise ifa imkansızlığı; verilen uzaktan eğitim içeriğinin müfredat ile tamamen uyumsuz olduğu kanaatine varılması durumunda ise 6502 saylı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK) gereği ayıplı ifa hükümlerine başvurulabilir.

Okul öncesini konu alan özel okul sözleşmelerinde, işin mahiyeti gereği fiziksel etkinlikler/uygulamalar daha ön plandadır ve fiziki/yüz yüze eğitim önem arz eder. Zira eğitim verilen yaş gurubu ve okul öncesi eğitim süresinin kısıtlı olduğu düşünüldüğünde de uzaktan eğitim modeli okul öncesi için sözleşme ile beklenen faydayı ve eğitimi sağlamayacaktır. Bu halde 6098 sayılı Borçlar Kanunu 136.madde gereği kusursuz imkansızlık sebebiyle sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getiremeyecek olan özel okullar karşı taraftan (velilerden) almış oldukları ödemeleri sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermelidir.

Buna karşın, vakıf üniversitelerinde fiziki uygulama gerektiren dersler hariç verilen derslerin öğretimin online yapılması, sözleşme ile üstlenilen yükümlülüğün yerine getirilmesi amacını taşımaktadır zira müfredatla hedeflenen amaca online eğitim ile ulaşılmaktadır. İlk öğretimi, orta öğretimi konu alan sözleşmeler bakımından da uzaktan öğretim en azından uygulama gerektirmeyen dersler açısından, fiziki eğitimle birebir nitelikte olmasa da sözleşmeyi tamamen geçersiz kılacak nitelikte değildir. Unutulmamalıdır ki sözleşme ilişkisinin online eğitim ile devam ettiği sözleşmelerde devam eden sadece öğretim hizmetidir. Bu halde yukarda da izah ettiğimiz üzere velilerden alınan diğer hizmetlere yönelik ödemelerin iade edilmesi gerekmektedir.

Ayıplı İfa Değerlendirmesi

Okul sözleşmeleri, 6502 saylı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK) kapsamında hizmet edimi içeren sözleşmelerdendir. Bu nedenle eğitim-öğretim hizmetinin sözleşmede kararlaştırılan şekilde sunulmaması 6502 saylı TKHK hükümleri gereği ayıplı hizmet olarak değerlendirilebilecektir. 

Hizmet sözleşmelerinde ayıp kavramı 6502 saylı TKHK 13.madde 1.fıkra gereği şu şekilde ifade edilmiştir;

“Ayıplı hizmet, sözleşmede belirlenen süre içinde başlamaması veya taraflarca kararlaştırılmış olan ve objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan hizmettir.”

Yukarıda da izah ettiğimiz üzere salgın hastalık halinin özel okul sözleşmelerine etkisi salt ifa imkansızlığı veya kısmi ifa imkansızlığı durumunu meydana getirmez, bu kapsama girmeyen durumlar imkansızlık değil ayıplı ifa kapsamında değerlendirilebilir. Örneğin online olarak uzaktan verilen eğitimlerdeki kusurlar ve uygunsuzluklar veya yetersizlikler 6098 sayılı Borçlar Kanunu imkansızlık hükümleri kapsamında değil 6502 saylı TKHK ayıplı ifa kapsamında değerlendirilebilir.

Fiziki/yüz yüze öğretim yerine online eğitim verilmesi sözleşme tarafı velilerce kabul edilemeyen nitelik ve şartlarda olması veya sözleşme ile taahhüt edilenin yerine getirilemediği ileri sürülebilir. Bu halde özel okullar tarafından eğitim-öğretim hizmeti ayıplı ifa edilmiş olacaktır. Özel okul sözleşmelerinde okullar belirli bir süre boyunca hizmetin kesintisiz ve ayıpsız bir şekilde sunulmasını taahhüt ederler. Online eğitimler nedeni ile ayıplı ifanın ortaya çıkması hali verilen uzaktan öğretimin niteliği bakımından taahhüt edilen eğitimi karşılamamasıdır. Bu durumda veliler ayıptan kaynaklanan seçimlik haklardan faydalanabilirler.

Tüketici konumunda olan sözleşme tarafı velilerin ayıplı hizmetten kaynaklanan seçimlik hakları 6502 saylı TKHK 15.madde gereği şu şekilde ifade edilmiştir;

MADDE 15- (1) “Hizmetin ayıplı ifa edildiği durumlarda tüketici, hizmetin yeniden görülmesi, hizmet sonucu ortaya çıkan eserin ücretsiz onarımı, ayıp oranında bedelden indirim veya sözleşmeden dönme haklarından birini sağlayıcıya karşı kullanmakta serbesttir… “

6502 saylı TKHK gereği ayıplı hizmette üç seçimlik hak tanınmıştır. Bunlar hizmetin ayıpsız olarak yeniden yerine getirilmesi, ayıp oranında hizmet bedelinde indirim yapılması veya sözleşmenin sonlandırılmasıdır.

Kanun hükmü ile tanınan seçimlik haklar kullanılmasıyla tükenen haklar olduğundan birinin seçilmesi ile seçimlik hak tükenmiş olur. Kanımızca seçimlik haklardan olan sözleşmeden dönme hakkı, ancak uzaktan eğitimin hiç verilmediği ya da müfredat ve okulun sözleşme ile taahhüt ettiği eğitim kriterine göre çok yetersiz olduğu durumlarda kullanılmalıdır. Bu halde velilerin, sözleşmenin feshi ile birlikte TKHK 15.madde gereği tazminat isteme hakkı saklıdır.

Diğer sözleşmeyi etkileyen durumlarda ise özel okul sözleşme bedelinde indirim veya hizmetin ayıpsız şekilde yeniden verilmesi seçimlik hakları daha kullanışlı olacaktır ki gerek Türkiye Özel Okullar Derneği gerekse Milli Eğitim Bakanı tarafından yapılan açıklamalarda, telafi eğitimlerinin gerçekleştirileceği ve gerekirse hafta sonu eğitimlerinin de verileceği belirtilmiştir.

Telafi eğitimlerinin verilmesi, hem online eğitim olarak verilemeyen (fiziki aktivite içeren) eğitimlerin 6098 sayılı Borçlar Kanunu gereği kısmı imkansızlık değil geçici imkansızlık haline dönüşmesine neden olacak ve özel okulların yükümlülüğünü yerine getirmesini sağlayacak hem de online olarak verilen eğitimlerin 6502 saylı TKHK gereği ayıplı ifa kapsamında sayılacak kısımlarının telafisi/hizmetin yeniden verilmesi seçimlik hakkının kullanılmasına imkan sağlayacaktır. Her halükarda zamanında okulun yükümlülüğü kapsamında olan fakat telafisi telafi eğitimi ile mümkün olmayan bedeller iade edilmelidir. Örnek olarak okulların kapalı olduğu dönem için ödenen yemek ücreti, servis ücreti, varsa diğer ödemelerin telafisi yoksa iadesi veya telafi eğitimi verilmesine karşın bakiye kalan hizmet günü varsa makiye bedelin iadesi gerekir. Peki özel okul sözleşmesi ile mücbir sebep durumunda okulların kendilerini sorumluluktan muaf tutması mümkün müdür?

Özel Okul Sözleşmelerinde Geçen Tek Taraflı Ağırlaştırıcı Hükümler Geçersizdir.

Özel okul sözleşmelerinde okul lehine yer alan bazı hükümler TKHK gereği haksız şart niteliğine olabilir.

Haksız şart hükümleri ve geçersizliği 6502 saylı TKHK 5.madde gereği şu şekilde ifade edilmiştir;

MADDE 5- (1) Haksız şart; tüketiciyle müzakere edilmeden sözleşmeye dâhil edilen ve tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde dürüstlük kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme şartlarıdır.

(2) Tüketiciyle akdedilen sözleşmelerde yer alan haksız şartlar kesin olarak hükümsüzdür. Sözleşmenin haksız şartlar dışındaki hükümleri geçerliliğini korur.

(5) Faaliyetlerini, kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütmekte olan kişi veya kuruluşların hazırladıkları sözleşmelere de niteliklerine bakılmaksızın bu madde hükümleri uygulanır.

Madde metninde de anlaşılacağı üzere özel okulların tek taraflı olarak ve tüketici taraf olan veliler aleyhine sözleşme ile belirlediği ağırlaştırıcı hükümler geçersizdir. Örnek olarak sözleşmelerde geçen “Okul, sözleşmeden doğan borcunu, mücbir sebep nedeniyle yerine getirememiş olsa bile, sözleşmede kararlaştırılan ücretin tamamına hak kazanır.” gibi hakkaniyete aykırı hükümler verilebilir. Bu nitelikteki sorumsuzluk kayıtları 6502 sayılı kanunun gereği geçersizdir ve velilerin iş bu metinde izah edilen hukuki haklarını kullanmalarına engel teşkil etmez.

SONUÇ

Özel okullarla yapılan sözleşmeler, tüketici sözleşmesi niteliğindedir ve sözleşmeye dayalı uyuşmazlıklarda 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri uygulama alanı bulur. Günümüz salgın hastalık mücbir sebep hali TKHK hükümlerinde düzenlenmediğinden genel nitelikte olan 6098 sayılı Borçlar Kanunu ifa imkansızlığı hükümleri, mücbir sebep halinin sözleşmeye etki ettiği çerçevede uygulama alanı bulacaktır.

Yani söz konusu mücbir sebep hali özel okul sözleşmesinin konusunu oluşturan eğitim faaliyetini tamamen etkiliyor ve uzaktan eğitimle dahi telafi edilemiyorsa (örnek olarak fiziki faaliyet gerektiren okul dönemi olan anaokulu, okul öncesi eğitimi bu nitelikte sayılabilir.) sözleşme TBK 136 gereği imkansızlık nedenli ile feshedilebilir ve veli tarafından ödenen bedeller iade edilmelidir. Mücbir sebep hali özel okul sözleşmesinin konusunu oluşturan eğitim faaliyetini tamamen olmasa da kısmen etkiliyorsa (örnek olarak eğitim faaliyeti dışında okulun sağladığı servis, yemek, giyim gibi diğer ödemeler verilebilir.) sözleşmede TBK 138.madde gereği sadece okul tarafından sağlanması mümkün olmayan yükümlülükler açısında kısmi imkansızlık durumu oluşur ve imkansızlaşan kısımların bedelinin iadesi gerekir.

Online olarak devam eden eğitim faaliyeti düşünüldüğünde ise sağlanan bu hizmetin sözleşme ile ne kadar uyumlu olduğu değerlendirilmelidir. Verilen uzaktan eğitimin açıkça taahhüt edilen müfredata aykırı olması veya kalitesinin açıkça yetersiz olması durumunda TKHK ayıplı hizmet hükümleri gereği velilerin seçimlik hakkı doğacaktır.

Bu halde velilerin eğitimin telafisi talebi yanında bedelde indirim veya sözleşmeyi sonlandırma hakları da mevcuttur. Her halükarda özel okul sözleşmelerinde geçen mücbir sebeplerde okulun muafiyeti veya sorumsuzluk düzenlemelerinin TKHK 5.madde gereği geçersiz olduğu ve velilerin izah edilen sözleşmesel haklarını kullanmalarına etki etmeyeceği unutulmamalıdır. Okulun kusursuz sorumluluğu nedeni ile TKHK gereği eğitim-öğretim hizmetinin ayıplı ifası neticesinde ortaya çıkacak 6920TL ye kadar olan uyuşmazlıklarda İlçe Tüketici Hakem Heyetine, 10.390TL ye kadar olan uyuşmazlıklarda ise İl Tüketici Hakem Heyetine, bu miktarın üzerinde uyuşmazlıklar için Tüketici Mahkemesine başvurulması mümkündür.

Logo

Başvuru

Arabuluculuk, dostane uyuşmazlık çözüm yöntemleri içerisinde en yaygın olarak bilinen ve uygulanan uyuşmazlık çözüm yöntemidir.

Arabuluculuk hizmetlerimizden faydalanmak için hemen buşvurun

Başvur